İnternet ortamında her web sitesine bir IP (Internet Protocol) numarası verilmektedir. Bilindiği üzere IP numarası rakamlardan oluşmaktadır. İnternet sitesine ulaşmak isteyen kişilerin bu rakamlar grubunu aklında tutmaları çok zor olduğu için bu IP numarasına karşılık gelmek üzere internet sitesini tanımlayıcı harf veya kelimeler kullanılır. İşte bu harf veya kelimeler “alan adı” olarak tanımlanır. Bir kullanıcı internet tarayıcısının adres çubuğuna alan adını yazdığında, tarayıcı bu alan adını önce IP numarasına çevirir ve kullanıcıyı bu IP adresindeki bilgisayara ulaştırır.
Bu sayede kullanıcı her bir internet sitesi için farklı ve akıl tutulması neredeyse imkansız sayı grupları ile uğraşmaktan kurtulmuş olur. Bu durum alan adlarının önemini artırmış tıpkı bir marka gibi alan adlarını tescil etmek de çok önemli bir hal almıştır. Bazı alan adları kendi başlarına çok ciddi ekonomik değerler haline gelmişlerdir. Alan adlarının ticareti dahi yapılır olmuştur.
Peki böyle önemli bir ekonomik değer kazanan alan adının haczedilmesi mümkün müdür? Başka bir deyişle alacaklı taraf, alacağını tahsil edebilmek amacıyla borçlu adına tescilli alan adını icra müdürlüğü vasıtasıyla haczedip, satışını isteyebilir mi?
İlk bakışta pek çok kişinin aklına “en çok kullanılan alan adı uzantısı olan (.com) yabancı menşeylidir; bu sebeple Türk yargı mercilerinin ve icra müdürlüklerinin yurt dışında bulunan ekonomik değerlerin haczine yetkisi yoktur” düşüncesi gelebilir.
O halde soruyu şu şekilde soralım yerel kuruluşların yetkisi dahilinde bulunan (com.tr) ve benzeri uzantılı alan adları haczedilebilir mi?
Bu sorunun cevabını bulmak için ilk bakılması gereken kanun elbette ki 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’dur. Bu kanunun 82. Maddesinde haczi mümkün olmayan mallar sayılmıştır. Bu madde şöyledir:
Madde 82 : (Değişik: 18/2/1965 – 538/46 md.)
Aşağıdaki şeyler haczolunamaz:
1. Devlet malları ile mahsus kanunlarında haczi caiz olmadığı gösterilen mallar,
2. (Değişik: 2/7/2012-6352/16 md.) Ekonomik faaliyeti, sermayesinden ziyade bedenî çalışmasına dayanan borçlunun mesleğini sürdürebilmesi için gerekli olan her türlü eşya,
3. (Değişik: 2/7/2012-6352/16 md.) Para, kıymetli evrak, altın, gümüş, değerli taş, antika veya süs eşyası gibi kıymetli şeyler hariç olmak üzere, borçlu ve aynı çatı altında yaşayan aile bireyleri için lüzumlu eşya; aynı amaçla kullanılan eşyanın birden fazla olması durumunda bunlardan biri,
4. Borçlu çiftçi ise kendisinin ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazi ve çift hayvanları ve nakil vasıtaları ve diğer eklenti ve ziraat aletleri; değilse, sanat ve mesleki için lüzumlu olan alat ve edevat ve kitapları ve arabacı, kayıkçı, hamal gibi küçük nakliye erbabının geçimlerini temin eden nakil vasıtaları,
5. Borçlu ve ailesinin idareleri için lüzumlu ise borçlunun tercih edeceği bir süt veren mandası veya ineği veyahut üç keçi veya koyunu ve bunların üç aylık yem ve yataklıkları,
6. Borçlunun ve ailesinin iki aylık yiyecek ve yakacakları ve borçlu çiftçi ise gelecek mahsül için lazım olan tohumluğu,
7. Borçlu bağ, bahçe veya meyva veya sebze yetiştiricisi ise kendisinin ve ailesinin geçimi için zaruri olan bağ bahçe ve bu sanat için lüzumlu bulunan alat ve edevat,
Geçimi hayvan yetiştirmeye münhasır olan borçlunun kendisi ve ailesinin maişetleri için zaruri olan miktarı ve bu hayvanların üç aylık yem ve yataklıkları,
8. Borçlar Kanununun 510 uncu maddesi mucibince haczolunmamak üzere tesis edilmiş olan kaydı hayatla iratlar,
9. Memleketin ordu ve zabıta hizmetlerinde malül olanlara bağlanan emeklilik maaşları ile bu hizmetlerden birinin ifası sebebiyle ailelerine bağlanan maaşlar ve ordunun hava ve denizaltı mensuplarına verilen uçuş ve dalış tazminat ve ikramiyeleri,
Askeri malüllerle, şehit yetimlerine verilen terfi zammı ve 1485 numaralı kanun hükmüne göre verilen inhisar beyiye hisseleri,
10. Bir muavenet sandığı veya cemiyeti tarafından hastalık, zaruret ve ölüm gibi hallerde bağlanan maaşlar,
11. Vücut veya sıhhat üzerine ika edilen zararlar için tazminat olarak mutazarrırın kendisine veya ailesine toptan veya irat şeklinde verilen veya verilmesi lazım gelen paralar,
12. (Değişik: 2/7/2012-6352/16 md.) Borçlunun haline münasip evi,
13. (Ek: 2/7/2012-6352/16 md.) Öğrenci bursları.
Medeni Kanunun 807 nci maddesi hükmü saklıdır. 2, 3, 4, 5, 7 ve 12 numaralı bendlerdeki istisna, borcun bu eşya bedelinden doğmaması haline munhasırdır.
Görüldüğü üzere bu sayılan ekonomik değerler içinde internet alan adları yer almamaktadır. O halde alan adlarının haczi mümkündür diyebilir miyiz? Bu soruya kesin bir cevap vermek için 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’na göz atmamız tüm soru işaretlerini gidermek için yeterli olacaktır.
5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu?nun 34. Maddesinin 1. fıkrası şu hükmü düzenlemektedir:
Haczedilmezlik ve haberleşme hizmetlerinin sürekliliği
MADDE 34 : (1) Elektronik haberleşme hizmetleri ile ilgili olarak abone veya kullanıcılara tahsis edilen frekans, numara ve hat kullanımı ile internet alan adları gibi intifa ve kullanım hakları ile işletmecilerin yetkilendirmeleri hiçbir şekilde haczedilemez.
Bu madde açık bir şekilde alan adlarının haczedilemeyeceğini düzenlemektedir. Bunun düzenlemenin aksine pek çok icrai işlem talebi ile karşılaşmamıza rağmen kesin olarak belirtmemiz gereken şudur ki;
İNTERNET ALAN ADLARI HACZEDİLEMEZ.